Abstract


YÜKSEKÖĞRETİMDEKİ BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ DERSİNDE DÖNÜŞTÜRÜLMÜŞ ÖĞRENMENİN ETKİSİ

Teknolojideki gelişmelerin eğitim uygulamalarını derinden etkileme süreci 1400’lerde matbaaların yaygınlaşmasıyla başlamakta 1800’lerde elektronik telgraf ve radyo, 1900’lerde ise televizyon, bilgisayar, İnternet ve web teknolojileri ile devam etmektedir (Bishop ve Verleger, 2013). Teknoloji entegrasyonunu sağlayarak öğrenen merkezli etkinliklerin başarıyla uygulandığı yaklaşımlardan birisi de harmanlanmış öğrenmedir. Harmanlanmış öğrenme, yüz yüze öğrenme ile e-öğrenme ya da uzaktan öğrenmenin en iyi yönlerinin birleştirilmesi sürecinde farklı öğretim tekniklerinin kullanılması olarak tanımlanabilir (Chipchase, 2013; Çakır, 2008; Dağ, 2011; Kazu ve Demirkol, 2014; Staker ve Horn, 2012; Ünsal, 2012). Staker ve Horn (2012) harmanlanmış öğrenmenin dört farklı model biçiminde uygulanabileceğini belirtmekte ve rotasyon modelindeki tekniklerden biri olarak dönüştürülmüş öğrenmeden (Flipped Learning) bahsetmektedirler. Bu teknikteki video ve filmler gibi farklı eğitim teknolojilerini eğitmen rehberliğindeki uygulamalarla birleştirmek harmanlanmış öğrenmenin temel uygulanış biçimlerinden birisidir (Driscoll, 2002). Staker ve Horn’a göre (2012) dönüştürülmüş öğrenme tekniğinde ders saatlerinden sonra içerik, farklı konumlarda bulunan öğrencilere aktarılır. Yüz yüze ders saatlerinde ise öğretmen rehberliğinde uygulamalar ya da projeler yapılır. Olumlu özelliklerinden baskın olarak bahsedilen dönüştürülmüş öğrenmenin öğrencilerin akademik başarı ya da performanslarını geliştirdiğine ilişkin kanıt sunan çalışma sayısı yeterli görülmemektedir (Bishop ve Verleger, 2013; Enfield, 2013; Goodwin ve Miller, 2013; Jump, 2013; Tune, Sturek ve Basile, 2013). Hamdan ve diğerlerine (2013a) göre alanın geliştirilmesi açısından dönüştürülmüş öğrenme modelinin oturmasına yardımcı olacak olabildiğince fazla nitel ve nicel çalışmalara destek sağlanmalıdır. Hayırsever ve Orhan (2018) da dönüştürülmüş öğrenme modelinin daha çok araştırmaya konu olması, uygulama örneklerinin arttırılması ve yaygınlaştırılması gerektiğini ifade etmektedirler. Bilgisayar derslerine yönelik yapılan harmanlanmış ve dönüştürülmüş öğrenme çalışmaları incelendiğinde bilgisayar dersinin farklı konularında yapılacak araştırmaların alana katkı sağlayacağı ifade edilmektedir (Bağcı, 2012; Kahyaoğlu, 2014; Usta, 2007; Ünsal, 2007). Eğitimde teknoloji entegrasyonu açısından öğretmen adaylarının bilgisayar becerilerinin gelişmesi için lisans programında aldıkları eğitimin önemi büyüktür (Erdemir, Bakırcı ve Eyduran, 2009). Yüksek Öğretim Başkanlığı (YÖK [CoHE], 2018) tarafından yapılan son öğretmenlik lisans programları yapılanmasında iki dönem iki saati uygulamalı olmak üzere dörder saat olarak verilen Bilgisayar I ve II dersleri üç teorik ders saatli Bilişim Teknolojileri haline dönüştürülmüştür. Bu çalışmada bilişim teknolojileri dersinde dönüştürülmüş öğrenme tekniğinin öğretmen adaylarının bilgisayar sunum programı başarı ve becerilerine etkisi incelenmiştir. Bilişim Teknolojileri dersinde kullanılan dönüştürülmüş öğrenme tekniğinin öğretmen adaylarının bilgisayarda sunum hazırlama bilgi ve becerileri üzerindeki etkisini incelemek amacıyla tasarlanan çalışma gerçek deneme modellerinden öntest – sontest kontrol gruplu deneysel desende yürütülmüştür (Karasar, 1999). Araştırma bir Anadolu üniversitesi Eğitim Fakültesinde öğrenimlerine devam eden ve bilişim teknolojileri dersini alan öğretmen adaylarının katılımıyla gerçekleşmiştir. Çalışmada deney grubunun belirlenmesi aşamasında sınıf dışı bilgisayar ve İnternet erişimi olanağı ölçüt olarak kullanılmıştır. Deney grubunda 27 kız, 13 erkek olmak üzere toplam 40 öğretmen adayı yer alırken, kontrol grubunda 26’sı kız 9’u erkek olmak üzere toplam 35 öğretmen adayı bulunmuştur. Kontrol grubunda ders geleneksel yöntemle sürdürülmüş, öğretim elemanı tarafından ders içeriği uygulamalı olarak aktarılmış ve öğrencilerden uygulamaları yapmaları istenmiştir. Dönüştürülmüş öğrenme tekniğinin uygulandığı sınıf için ise sunum programının anlatımını yapan videolar eğitici tarafından ders ders ekran kaydı yapılarak hazırlanmış, öğrenciler ile paylaşılmış aynı zamanda www.birlikteogrenelim.com öğrenme ortamında yayımlanmıştır. Öğrenciler ders anlatım videolarını ders dışında izlemiş, sınıf içerisinde uygulamalarını öğretim üyesi eşliğinde gerçekleştirmişlerdir. Ortam üzerinden öğrencilere soru sorma ve etkileşime geçme olanağı da sunulmuştur. Ders başında o hafta izlenmesi gereken içerik hakkında Kahoot platformu üzerinden sınıf içi yarışma düzenlenmiştir. Öğrencilerden ilgili içeriğe yönelik soruları alındıktan sonra uygulamaya geçilmiştir. Araştırmacı tarafından geliştirilen başarı testi çalışma kapsamında ön test - son test olarak uygulanmıştır. Öğrenci gruplarının hazırladıkları sunum dosyaları ise geliştirilen değerlendirme ölçütleri ile alan uzmanı iki araştırmacı tarafından ayrı ayrı incelenmiştir. Araştırmacılar arası uyum korelasyonu incelenmiş, yüksek düzeyde uyum olduğu gözlenerek başarı puanları olarak hesaba alınmıştır (rpearson=.910, p=.000). Elde edilen veriler nicel çözümleme yöntemleri ile çözümlenmiştir. Deney ve kontrol grubunun öntest ve sontest olarak uygulanan başarı testinden aldıkları puan ortalamaları ile hazırladıkları sunuların değerlendiriciler tarafından puanlanan başarı ortalama arasında anlamlı bir farklılık olup olmadığının belirlenmesi adına ilişkisiz örneklemler için t-testi uygulanmıştır. Grupların öntest ve sontest başarı puanları arasındaki ortalamaların arasındaki farklılığın belirlenmesinde ilişkili örneklemler için t-testi analizinden yararlanılmıştır (Büyüköztürk, 2003). Anlamlı farklılık oluşan durumlardaki bağımsız değişkinin etki büyüklüğü için Cohen d hesabından yararlanılmıştır. Cohen d değerlerinin yorumunda Aydın (2006) referans kabul edilmiştir. Yapılan tüm analiz işlemleri SPSS 24.0 programında gerçekleştirilmiştir. Kontrol ve deney grubunda yer alan öğretmen adaylarının sunum programına ilişkin bilgi düzeyleri arasında süreç başı ve sonunda bir farklılık olmadığı bulunmuştur. Yani öğretim süreci başında birbirine denk olan her iki grubun süreç sonunda da birbirlerine eşit olduğu görülmüştür. Her iki grubun sontest puanları arasında anlamlı bir farklılık olmasa bile öğretmen adaylarının sontest puanlarının yükseldiği görülmektedir. Bu noktada hem geleneksel öğretimin hem de dönüştürülmüş öğrenme tekniğin her ikisinin de sunum programı eğitiminde olumlu etki ettiği görülmüştür. Yaşanılan süreçlerin etki düzeylerine bakıldığında dönüştürülmüş öğrenme tekniği (Cohend=.55) geleneksel öğretim yönteminden (Cohend=.40) daha fazla bir etkiye sahip olsa da her ikisi de orta düzeyde (Aydın, 2006) olumlu bir etki yapmıştır. Her iki grupta da aynı eğitici yer aldığından süreç açısından başarılı olduğu ifade edilebilir. Öğretmen adaylarının süreç sonunda hazırladıkları sunumların incelenmesi sonucunda dönüştürülmüş öğrenmenin öğretmen adaylarının sunum hazırlama becerilerine daha fazla katkı sağladığı ortaya konulmuştur. Bundan dolayı bilişim teknolojilerine yönelik eğitim süreçlerinde öğretmen adaylarına yönelik tersine öğrenme etkinliklerinin oldukça faydalı olabileceği ifade edilebilir. Deneysel sürece katılan öğretmen adaylarının %90’ı süreçten memnun kalmışlardır. Son YÖK öğretmen lisans programıyla ders sayısı ve saati düşürülen bilişim teknolojileri dersinde öğretim elemanına yardımcı olması, öğrencileri memnun etmesi ve onların bilgisayar programlarına ilişkin bilgi ve becerilerinin artırılmasına daha fazla katkı sağlaması adına dönüştürülmüş öğrenme tekniğinden yararlanılması önerilebilir. Bu çalışmada sadece eğitsel videoların ve dönüştürülmüş öğrenmenin kullanımı incelendiğinden gelecek araştırmalarda farklı yöntem ve tekniklerin kullanılması araştırılabilir. Aynı zamanda yapılacak çalışmaların sadece teknoloji bağlamında yapılmaması, Enfield (2013) ve Jump’ın (2013) da önerdiği gibi sürecin sosyal, kültürel ve epistemolojik açılardan da incelenmesi alana katkı sağlayacaktır.



Keywords

Bilişim teknolojileri, dönüştürülmüş öğrenme, yükseköğretim





References